Avokado son yılarda Türkiye’de iyice popüler olmaya başladı. Neden olduğunu da anlamak mümkün; avokadonun yararları neredeyse saymakla bitmiyor: Avokado ciddi oranlarda K, C, B5 ve B6 vitaminleri de dahil 20 değişik vitamin, mineral ve sağlıklı yağlardan Omega 3 yağı içermekte.
Avokadonun içerdiği sağlıklı yağlar bu vitaminlerinden maksimum faydalanmanızı sağlıyor. Yapılan araştırmalar, salatalara avokado eklemenin antioksidan emilimini 2.6 ila 15 kat arttırdığını gösteriyor.
Türkiye de üretim 12 kat arttı
Avokado’nun bu kadar popülerleşmesinin arkasında aynı zamanda Türkiye’deki üretimin rekor seviyede artması da var. Türkiye’de Avokado üretimi 1997 yılında 225 ton iken bu rakam 2017 yılında yaklaşık 12 kat artarak 2 bin 765 tona ulaşmış. Antalya ise Türkiye’deki bu üretimin %81’ine sahip.
Bununla beraber, avokado bolca su ve azot isteyen bir ağaç ve bu organik üretim oldukça mümkün olsa da, bazı gübrelerin kullanımını artırmakta.
Tam da bu yüzden geçtiğimiz günlerde tarafından yayınlanan bir araştırma bize, benim de unuttuğum bir öneri sunuyor.
Bakterilere karşı avokadonun kabuğu çok da koruma sağlamıyor
Yapılan araştırmaya göre, avokadoların çok da koruyu olmayan kabuğunda listeriya monositojen adlı bir bakteri bulunmuş. Test edilen avokadoların %18’inde bulunan bu bakteri, meyve bıçakla kesildiği zaman deriden direkt avokadonun etli kısmına nüfuz etme riski taşıyor.
Uzmanlar listeriya bakterisinin ishal, mide bulantısı ve yüksek ateş gibi sorunlara yol açacağını ve özellikle hamile kadınlar, çocuklar ve yaşçabüyük bireyleri etkileyebileceğini açıklıyor. Yalnız hemen panik yapmaya gerek yok.
Su ile iyice yıkamak yeterli
Birincisi, bu bakterinin Türkiye’de olduğu konusunda şu anda herhangi bir belirti yok. İkincisi ise bu bakteri oldukça küçük bir rakamı etkilemekte ve çözüm oldukça basit: avokadoyu yıkamak.
Genelde avokado tarifilerinde çok sık rastlamadığımız bu basit adım, uzmanların belirttiğine göre bu bakteri riskinin önüne geçmekte. Yalnız siz de benim gibiyseniz, bu genellikle atladığımız bir adım.
O yüzden, salatanıza, meyve sularına veya benim favorim guacamole yaparken, dinazorlar çağından kalan bu meyveyi su ile iyice yıkamayı unutmayın. Afiyet olsun!
Kaynak: mbg