Reklam
Koronavirüs hayatımızı belli bir süre ciddi şekilde etkileyeceğe benziyor. Bu etkilerden bir tanesi de hava kirliğinin gözle görülür şekilde azalması.
Çin, İtalya, İran ve Güney Kore gibi ülkelerde uydu fotoğrafları hava kirliğinin azaldığını gösterse de, maalesef bu geçici bir durum olarak kabul edilmekte.
Uzmanlar salgın sonrası bu kirliliğin artarak devam edebileceğini belirtiyor.
Yalnız yeni bir çalışma, hava kirliliğinde azalma olsa da, aslında salgın öncesi en büyük risk alanlarının bu bölgeler olduğunu öne sürmekte.
Harvard Üniversitesi Kamu Sağlığı Bölümü’nde direktör olarak bulunan Aaron Bernstein, Washington Post gazetesine yaptığı açıklamada, son bilgilere göre, hava kirliliğine maruz kalan ve sigara içen bireyler ile temiz hava soluyan ve sigara içmeyen bireyler arasında büyük farklılıklar olduğunu belirtiyor.
Bernstein, COVID-19 bulaşması durumunda hava kirliliğine maruz kalan bireylerin daha kritik bir şekilde etkileneceğini belirtmekte. Zira, virüs hastaların akciğerlerine saldırmakta.
Bununla beraber, hava kirliliği ve virüsün bulaşma oranı arasında geniş çaplı bir araştırma yapılmadığı için Bernstein’ın açıklaması hala hipotez seviyesinde.
Verilere göre, COVID-19’un en fazla görüldüğü alanlar İran ve Çin’deki en kalabalık şehirlerden birkaçı.
Tahran ve Çin’in Hebei eyaleti’nde yapılan bazı çalışmalar, burada hava kirliliğin günde bir paket sigara içmeye eşdeğer olduğunu göstermekte.
Buna ek olarak, Kuzey İtalya ve Güney Kore’deki kalabalık şehirler de hava kirliliğinin ve sigara kullanımının yüksek olduğu yerler.
2003 SARS salgını sırasında, uzmanlar hava kalitesi ve salgına bağlı ölümler arasında bir bağ kurmuştu ama sadece hava kirliliği değil, bireylerin sosyoekonomik düzeyleri de burada önem taşıdığı da belirtilmişti.
Türkiye’de ise Temiz Hava Hakkı Platformu, “Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri: Kara Rapor”una göre, ulusal mevzuattaki sınır değerlere göre değerlendirildiğinde ise 44 ilde kirli hava solunuyor.
Kara Rapor’a göre Bursa, Sakarya, Afyon, Denizli, Manisa, Muğla, Burdur, Ankara, Osmaniye, Niğde, Çorum, Mersin, Mardin, Kahramanmaraş, Erzincan ve Sivas özellikle risk taşıyan iller.
Bununlar berabar Türkiye’nin değerleri ile Dünya Sağlık Örgütü’nün değerleri maalesef aynı değil. DSÖ sınır değerlerine göre, ölçüm yapılabilen 73 ilden yalnızca biri temiz hava soludu.
Bu iki rapora göre Türkiye nüfusunun büyük bir çoğunluğunun kötü hava kalitesine sahip olduğu bir gerçek olarak karşımıza çıkmakta.
Bu dönemde o yüzden mümkünse evde kalmak hem kendi sağlığımız hem de hastane kapasitesine yönelik tehditler için önemli.
Bu konuda hazırladığım videoya buradan ulaşabilirsiniz:
Reklam
Kaynak: Doğruluk Payı, Grist, Inhabitat