COP29: Bu sefer de olmadı


Bakü’de düzenlenen COP29, iklim krizine karşı küresel iş birliği ve finansman hedeflerini tartışmak için önemli bir platform olmasına rağmen, sonuçlarıyla büyük hayal kırıklığı yarattı. Zirve, fosil yakıt lobilerinin baskısı, zayıf taahhütler ve yetersiz finansman kararlarıyla eleştirilirken, Türkiye’nin de fırsatları kaçırdığı bir toplantı olarak hafızalarda yer etti.



Yetersiz Finansman, Büyük Beklentiler

COP29’un en önemli gündem maddelerinden biri, iklim krizinin yıkıcı etkileriyle mücadele için gerekli finansmanın sağlanmasıydı. Uzmanlar, iklim krizine etkili bir çözüm için bu miktarın en az 1 trilyon dolar olması gerektiğini vurgulamıştı.

Ancak ilk olarak 250 milyar dolarlık teklifle masaya oturan zengin ülkeler, Küçük Ada Devletleri ve en az gelişmiş ülkelerin zirveyi terk etme tehdidiyle karşı karşıya kalınca teklifi 300 milyar dolara çıkardı.

Bu miktar, krizden en çok etkilenen ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak. Ödenmesi planlanan fonların çoğu kredi olarak sunuluyor ve bu durum, borç yükü altındaki ülkeler için yeni bir ekonomik kriz yaratma riski taşıyor.



Karbon Piyasaları: Çözüm mü, Göz Boyama mı?

Zirvede karbon piyasalarını düzenleyen yeni kurallar kabul edildi. Amaç, ülkelerin emisyon azaltımını karbon kredileriyle desteklemesini sağlamak. Ancak bu sistemin güvenilirliği ciddi şekilde sorgulanıyor. Çevre aktivistleri, karbon piyasalarının yalnızca şirketlerin karbon salımlarını telafi edip “yeşil aklama” yapmasına olanak tanıdığını, gerçek emisyon azaltımı sağlamadığını savunuyor.



Türkiye’nin Zirvedeki Performansı

Türkiye, COP29’da kömürden çıkış için bir tarih belirlemekten kaçındı. Bunun yerine, 2050’ye kadar nükleer enerji kapasitesini üç katına çıkarma taahhüdünde bulundu. Bu karar, pahalı ve dışa bağımlı bir enerji politikasını pekiştirirken, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanlarında büyük bir fırsatın kaçırıldığını gösteriyor.

Türkiye ayrıca, Akdeniz bölgesinde yenilenebilir enerji kapasitesini artırmayı hedefleyen TeraMed gibi iş birliklerine ve “Yeni Kömüre Hayır” çağrılarına da katılmadı. Çevre örgütleri, bu stratejinin sürdürülebilir bir gelecek için yeterli olmadığını vurguluyor. Uzmanlar, fosil yakıtlara dayalı mevcut sistemin terk edilmeden net sıfır hedefinin mümkün olmadığını belirtiyor.



COP’un Geleceği: Umut Var mı?

Neredeyse 3 gün uzamasına rağmen, adil bir sonuca ulaşamayan COP sürecinin işlevselliği sorgulanmakta. Ancak bu süreç, iklim krizine karşı küresel iş birliği için hâlâ en güçlü araçlardan biri. Sorun, ülkelerin gerçekten bu süreci ilerletme konusundaki isteksizliğinde.

Yerel politkadan başlayacak daha güçlü bir irade değişimi şart!COP29 sonrası, iklim finansmanının adil uygulanması, fosil yakıtlardan çıkış ve yerel liderliklerin güçlenmesi için kritik bir dönem olacak. Güçlü adımlar atılmazsa 1,5°C değil, 2 hatta 3 derecelik bir ısınma riski oldukça gerçek.

Türkiye’de gerçekleşmesi planlanan ama Brezilya’yada gerçekleşecek COP30, küresel iş birliği için son şanslardan biri olabilir.


Çevreci Geek

Çevreci Geek’i Instagram’da Takip Et!

Doğa dostu içerikler ve sürdürülebilir yaşam ipuçları için beni Instagram’da takip edin.

Instagram’a Git

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.