COP29: 7 Başlıkta İklim Krizinin Geleceği


Birleşmiş Milletler’in yıllık iklim zirvesi olan COP, dünya liderlerini iklim değişikliğiyle mücadele için bir araya getiriyor. Küresel ısınmayı sınırlayarak çevresel ve toplumsal riskleri azaltmak amacıyla her yıl farklı bir ülkede düzenlenen COP zirvesi, 2024’te Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleşiyor. Bu yılki zirve “Finans COP’u” olarak tanımlanıyor; yani, zirvenin temel gündemi iklim finansmanı ve adil geçiş desteği üzerine odaklanıyor.

COP29’un Ana Gündem Maddeleri

Bakü’deki zirvede, iklim finansmanı, kömürden çıkış, karbon piyasalarının geliştirilmesi ve uyum projelerinin artırılması gibi başlıklar ön planda. İklim finansmanı, özellikle gelişmekte olan ülkelerin yenilenebilir enerjiye geçişini hızlandırmak ve iklim krizine karşı dayanıklılıklarını artırmak için büyük önem taşıyor. Türkiye de COP29’a bu konularda belirgin bir pozisyonla katılarak iklim değişikliğiyle mücadelede rolünü güçlendirmeyi hedefliyor.

Yükselen Çevre Karşıtı Hareketlerin Tehdidi

Avrupa’da son zamanlarda yükselen çevre karşıtı hareketler, iklim mücadelesini sekteye uğratabilecek bir tehdit oluşturuyor. Bu hareketler, iklim politikalarının ekonomi üzerindeki maliyetlerini öne çıkararak, özellikle sanayi ve enerji sektörlerinin dönüşümünü yavaşlatmak istiyor. Avrupa Birliği gibi iklim hedeflerine liderlik eden bölgelerde bile, çevre karşıtı görüşlerin etkisi hissedilmeye başlandı. Türkiye, COP29’da iddialı bir pozisyon alarak bu tür hareketlerin olumsuz etkilerini dengeleyebilir ve iklim krizine karşı kararlı bir duruş sergileyebilir.


Çevreci Geek’i Instagram’da Takip Etmek İçin ➡️


Ülkelerin Tutumu ve Beklentileri

Her ülke iklim krizine karşı farklı bir yaklaşıma sahip:

  • Avrupa Birliği, karbon nötr hedeflerine ulaşmak için iddialı hedefler belirleyerek iklim finansmanında öncü bir rol üstleniyor. Ancak AB içindeki çevre karşıtı hareketler, bu hedeflerin sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri yaratıyor.
  • Çin, ekonomik büyümeyi sürdürme ihtiyacını öne çıkararak daha esnek bir geçiş süreci talep ediyor.
  • Küçük ada ülkeleri, deniz seviyelerinin yükselmesi ve doğal afet riskleri nedeniyle acil ve somut eylemler talep ediyor.
  • ABD, Joe Biden yönetimi altında iklim çalışmalarını desteklemişti, ancak Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi bu politikaları zayıflatabilir.

Trump’ın olası dönüşü, ABD’nin iklim mücadelesindeki lider rolünü azaltarak, diğer ülkeler için yeni bir sorumluluk doğurabilir. AB ve ada ülkeleri, iklim finansmanı ve karbon azaltım hedeflerini daha güçlü savunmak zorunda kalabilir.

Türkiye’nin COP29’daki Pozisyonu

Türkiye, 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefini belirlemiş durumda ve yenilenebilir enerji kapasitesini artırmayı hedefliyor. Ancak kömürden çıkış konusunda henüz net bir adım atmadı. Türkiye, yenilenebilir enerji alanında güçlü bir potansiyele sahip olmasına rağmen halen kömür santralleri ile elektrik üretiminde önemli bir yere sahip. COP29, Türkiye için kömürden çıkış sürecini belirleyip finansal destek sağlama açısından kritik bir fırsat sunuyor.

Sivil Toplum Kuruluşlarından Türkiye’ye Çağrı

Greenpeace ve TEMA gibi 13 sivil toplum kuruluşu, Türkiye’nin COP29’da kömürden kademeli çıkış kararı alarak yeni kömür santralleri yapmama sözü vermesini talep ediyor. STK’lar, Türkiye’nin iklim finansmanından yararlanarak uluslararası yatırımlara ulaşabilmesi için bu adımın önemli olduğunu vurguluyor. Bu sayede Türkiye, kömürün çevre ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini azaltabilir, sürdürülebilir enerjiye geçiş sürecini hızlandırabilir.



İklim Finansmanına Erişim İçin Bir Fırsat

Türkiye, COP29’da kömürden çıkış kararı alarak iklim finansmanı desteğinden faydalanabilir. Bu finansman, Türkiye’nin yenilenebilir enerji projelerini hızlandırmasına, enerji maliyetlerini düşürmesine ve sürdürülebilir bir ekonomi inşa etmesine katkı sağlayabilir. Bu adım, Türkiye’yi uluslararası yatırımcılar için daha cazip hale getirebilir ve ekonomik büyüme ile çevre dostu projeler için destek sağlayabilir.

COP29 İklimin Geleceğini Belirleyecek

COP29, Türkiye için uluslararası iş birliği ve sürdürülebilir bir geleceğe adım atma fırsatı sunuyor. Türkiye’nin COP29’da sergileyeceği duruş, gelecekteki iklim politikalarına ilham vererek, bölgede bir çevre lideri olma yolunda önemli bir adım olabilir.

Bakü’deki bu zirve, Türkiye’nin çevre ve iklim politikalarında kararlı bir duruş sergilemesini ve bu alanda dünya genelinde etkili bir aktör olarak tanınmasını sağlayabilir.

COP29, aynı zamanda iklim finansmanına odaklanarak, tüm dünyayı sürdürülebilir bir geleceğe taşımayı amaçlayan kritik bir zirve olarak öne çıkıyor. Küresel liderler, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak adına karbon emisyonlarının düşürülmesi, kömürden çıkış ve iklim adaletini sağlama konularında somut adımlar atmaya çağrılıyor.

Bu zirve, iklim krizine karşı kararlı bir eylem planı oluşturmak için tüm ülkelerin iş birliği yapmasının gerekliliğini bir kez daha vurguluyor.


Çevreci Geek’i Instagram’da Takip Etmek İçin ➡️


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.