Dünya Gıda Günü’nde Türkiye için soğuk duş: Konya büyüklüğünde tarım alanımız kayboldu

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) bu yılki 16 Ekim Dünya Gıda Günü temasını “Eylemlerimiz, geleceğimiz: 2030’a kadar tüm dünyada #SıfırAçlık hedefine ulaşmak mümkün” olarak belirledi.

FAO’nun açlık ile ilgili verilerine değinen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, verilere bakıldığında 2014-2017 yılları arasında dünyada açlıkla mücadele eden insanların sayısının giderek arttığına dikkat çekti.

Uzmanlar şu anda 7,6 milyar nüfusu ile insanlık dünyanın bize verdiği kaynakların 1,6 katını tükettiğini, 2050 yılında dünya nüfusu 9,8 milyara ulaştığında ise gıdaya olan talebin iki katına çıkacağını belirtiyor.

TIKLAYIN: Et tüketiminin ve çöpe giden gıdanın azalması lazım: Biliminsanları 10 milyar kişiyi beslemenin reçetesini çıkardı

Artan nüfus ile birlikte gıda ihtiyacının da arttığına değinen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, gıdamızın yüzde 95’ini temin ettiğimiz toprak varlığının tehlike altına girdiğini belirtti.

Ataç, dünyanın bir yandan açlığın önüne geçmeye çalışırken, diğer yandan erozyon, tuzlanma, kirlilik, yanlış tarımsal uygulamalar, verimli tarım topraklarının ve mera alanlarının tarım dışı amaçlara tahsisi yüzünden tarım ve mera alanlarının da küçüldüğünü açıkladı.

Biliminsanları bu nedenlerden dolayı son 40 yılda tarıma uygun toprakların %40’ının kullanılmaz durumda olduğunu açıklıyor.

Türkiye de tarım alanlarını kaybediyor

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre tarım arazilerinin kapladığı alan Türkiye’de 1992 yılında toplam 27,6 milyon hektar iken, 2017 yılında 23,4 milyon hektara geriledi. 25 yılda yaklaşık 4 milyon hektar yani yaklaşık Konya ili büyüklüğünde tarım arazisi kaybedildi

Ataç bu konuda alınması gereken önlemleri ile şöyle sıraladı:

  • Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımının önlenmesi
  • 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun öngördüğü şekilde Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Planları’nın hazırlanması
  • Tarımsal potansiyeli yüksek olduğu için büyük ova ilan edilen alanların tarım dışı amaçlara tahsis edilmemesi
  • Toprağın sürdürülebilir yönetimi, toprak koruma ve erozyonla mücadele tedbirlerinin desteklenmesi
  • Hayvancılığın geliştirilmesi, biyolojik çeşitliliğin ve toprağın korunmasına hizmet edecek şekilde “sürdürülebilir mera yönetiminin” sağlanması
  • Üreticinin kazancı iyileştirip, kırsal göçün önüne geçmeyi sağlayacak kırsal kalkınma politikalarının benimsenmesi
  • Tarladan tüketime tüm zincirde gıda israfını önlemek

Bugün dünyada yaşanan savaşların ve göçlerin arkasında gıdaya erişim ve dolayısıyla açlık sorununun yer aldığına dikkat çeken Ataç, dünyada barışı sağlamanın yolunun toprağın sunduğu bereketi sürdürülebilir kılmaktan geçtiğini açıklıyor.

One Comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.