Avusturalya’da kurulacak dünyanın en büyük bataryası 1200 MW kapasitesi ile Türkiye’deki Seyitömer Termik Santrali’nin kapasitesinin iki katına sahip.
Bu batarya daha önce Tesla tarafından yine Avusturalya’ya kurulan bataryanın rekorunu 8’e katlıyor.
Projenin sahibi CEP Enerji, bu bataryanın ülkenin dört noktasında bulunacak 2000 MW’lık batarya ağının en büyük parçası olduğunu belirtiyor.
Şirket 2,4 milyar dolarlık bu projeye başlamanın en büyük nedeninin, Avustralya’nın geçtiğimiz yıl çizdiği enerji planın verdiği güven olduğunu belirtiyor.
Özellikle elektrikli arabaların teknoloji yarışı sayesinde gelişen batarya teknolojileri artık kömür ve doğalgazın bırakabileceği bu boşluğu doldurucak seviyelere geldi.
Güneş ve rüzgar enerjisi sürdürülebilir bir enerji olsa da, dengeli olduğu söylenemez. Aşırı güneşli veya rüzgarlı bir günde üretilecek bir enerji, o sıradaki elektrik tüketiminde kendine yer bulamayabilir.
Bu dengeyi sağlamak için kurulacak bataryalar, belirli bir süre boyunca bu elektriği saklayıp, esnek bir şekilde, ihtiyaç olduğu zaman tüketim için kullanmaya sunuyorlar.
Yani aslında yenilenebilir enerjinin sürdürülebilir olması için batarya teknolojilerinin de yanında bulunması gerekiyor diyebiliriz.
Avusturalya kömür santralleri kapanıp, ülkenin büyümesi de göz önüne alınınca, 20 yıl içerisinde en az 6 bin MW “esnek” enerji santrali ihtiyacı duyacağını öngörüyor.
Bu kapasitenin batarya, pompaj depolamalı hidroelektrik, daha iyi bir altyapı kontrolü ve doğalgaz ile doldurulması planlanıyor. Bununla beraber doğalgaz projelerinin bu 20 yıllık gelecekte en pahalı yatırım olma olasılığı da göz ardı edilmemiş.
Doğalgaz aynı zamanda ihtiyacının iki katı kadar doğalgaz üretimi yapan Avusturalya için “mantıklı” bir seçenek olarak gözükmekte.
Türkiye gibi doğalgazının %99’unu yurtdışından ithal eden ve yenilenebilir enerji kapasitesi ihtiyacının üstünde olan bir ülke içinse batarya teknolojilerine yatırım çok daha mantıklı.