Plastik geri dönüşüm sektörünün lobi çalışmalarına, Ticaret Bakanlığı’nın etilen polimer atık ithalatını yasaklama kararı 6 gün dayanabildi.
Avrupa Birliği’nin plastik yasağını bile ekonomik savaş olarak tanımlayan plastik lobisi, bu yasak için de boş durmadı ve Avrupa’nın çöpünü hammadde adı altında paketleyerek süslemeye devam etti.
Sürekli yangın çıkan plastik geri dönüşüm merkezlerine devlet tarafından rekor cezalar kesilmesine rağmen, sektör bir şekilde kendisini satabildi.
Dünya Gazetesi’nden Merve Yiğitcan’ın haberine göre hazırlanan taslakta yasağın kaldırılacağı ancak denetimlerin artırılacağı belirtildi. Tedbirlerin başında mevcut 1350 geri dönüşüm firmasının tüm lisanslarının yeniden gözden geçirilmesi geliyor.
Atık ithalatında suistimalin önüne geçebilmek için de teminat mektubu zorunluluğu geliyor. Ton başına 100 TL şartının olacağı iddia edilen teminat mektubu ile aynı zamanda merdiven altı firmaların da engellenmesi planlanıyor.
Türkiye'de son yıllarda geri dönüşüm tesislerine her geçen gün bir yenisi ekleniyor. 2020'de toplam 65 geri dönüşüm tesisinde çeşitli sebeplerle yangın çıkarken sadece bu yılın ilk 6 ayında 69 tesis yandı@HaberGlobal@gokhankamm @MikropArasGrubu https://t.co/uYkQ6SByGM pic.twitter.com/HRoA7Soodu
— Plastik ve Geri Dönüşüm Fabrika Yangınları (@geridonusyangin) July 6, 2021
Yeşil Gazete’ye gelişmeleri yorumlayan Sedat Gündoğdu ise “Plastik atık yasağının kaldırılması yönündeki çalışmalar, belirleyicinin tüccarlar olduğu anlamına geliyor” dedi.
Mikroplastik Araştırma Merkezi’nin kurucusu Prof.Dr. Sedat Gündoğdu, plastik atık sektöründe 20-30 büyük firma olduğunu dile getiriyor ve bu taslak ile küçük geri dönüşümcülerin de lisanslarının kaldırılacağını belirtiyor.
Bununla beraber çöp ithalatını kontrol etmek neredeyse imkansız. Bu süreci denemeye çalışan Çin, Malezya, Endonezya gibi ülkeler ya bu süreci tümden yasakladılar ya da atıklara ciddi limitler getirdiler.
INTERPOL yani “”Uluslararası Polis Komisyonu” bile suç örgütlerinin plastik atık ticaretine sızmak için gönderimleri yasadışı olarak farklı rotalara kaydırdıklarını ve yetkilendirilmemiş atık yönetimi yöntemleri kullandıklarını da belirtiyor.
Rapora göre, plastik atıkları büyük oranda yanlış yönetilirken INTERPOL tarafından analiz edilen 257 ticaret rotasının 52’sinde sorunlarla karşılaşılıyor.
Türkiye’denin getirdiği polietilen yasağı bu devasa çöp yığınını kontrol almak için oldukça mantıklı bir adımdı. Çünkü, kontrolsüz bir şekilde ilerleyen bu sektör, son 10 yılda çöp ithalatı yüzde 7 bin 300 oranında arttı.
Türkiye'ye akan Avrupa çöp seli nasıl mı başladı?
İlk hikaye 2019 Eylül ayında patlak verdi. İzmir Kemalpaşa'da usülsüz yollarda İtalya'dan “plastik atık” kodu ile ithal edilen 500 ton çöp bir evin bahçesinde bulundu .
Bir çoğu kırmızı 🛑kategorideydi.https://t.co/hifbq6Dt0Y
— Dr. MeMo 🌎 (@sevirem) May 2, 2021
Yasaklardan önce, yıllık 600 bin ton ile yani günde 213 kamyonluk atık ile Türkiye, Avrupa’dan yapılan atık ihracatının en büyük alıcısı konumundaydı.
Bu yük ise kırpıkların baraj kenarına döküldüğü, evlerin depo gibi kullanıldığı, Çukurova güneşi altında plastiklerin kaderine bırakıldığı fotoğraflara yol açıyordu.
Bakalım bu düzenleme ile ne olacak, daha kendi çöpümüzün %10’unu bile düzgün geri dönüştüremiyorken, 450 milyonluk Avrupa Birliği’nin çöpünü ne yapacağız.