2020 yılında, küresel sıcaklıktaki artış, rekor sahibi 2016 yılı ile, 1,25 derecede eşitlenerek “ölçülebilir tarihteki” en sıcak yıl olarak kayıtlara geçti.
Bu rekor, gezegenin ısınmasına yol açan; El Niño iklim olayının yokluğunda kırıldı. Buna ek olarak, koronavirüsten dolayı sera gazı salımı da %7 azalmıştı.
Buna rağmen özellikle, Kuzey Kutbu ve Kuzey Sibirya’da uzun vadeli ortalamadan 3 derece daha fazla ısınma yaşadı.
Türkiye ise 2020 yılını ortalamadan yaklaşık 1,4 derece daha sıcak yaşadı. 2020 sonbaharı 2,5 derecelik ısınma ile son 50 yılın en sıcak sonbaharı oldu.
Bu durum, bizi Paris İklim Anlaşması’nda bir eşik olarak görülen küresel 1,5 derece ısınmanın yakınlarına getirmiş durumda.
Özellikle fosil yakıtlardan enerji ürettiğimiz için salınan küresel sera gazı miktarları bu şekilde devam ederse bu yeni normalimiz olacak.
Bununla beraber, biliminsanları 2021 yılının 1 veya 2 derece daha soğuk geçeceğini ama hala en sıcak yıllardan biri olacağını belirtti.
Okyanusları soğutan, La Niña fenomeni bu yıl etkisini gösterecek olsa da, küresel ısınmaya yol açan sera gazı salımı iklimde asıl belirleyici etken.
2021’in de en sıcak 6. yıl olan 2018 yılına benzer bir sıcaklıkta geçeceği tahmin ediliyor.